Bizden Cerrahpaşa Tıp kazanan öğrencilerimiz 4-5 yol sonra arıyor. Hangi dağda kurt öldü diye sorunca, “Hocam TUS dershanesine yazıldım aklıma geldiniz aradım.” diyor.
Düşünelim şimdi, ilk 1000’e girmiş zeki bir öğrenci, çok daha zeki profesörlerden ders dinlemiş, sınıfını geçmiş ve hekimlik öğrenmiş. Peki üniversite 5’inci sınıfta niye dershaneye gitmeye ihtiyaç duyuyor?
Cevap: Çünkü okulda klasik eğitim alıyor ve bu da TUS yani Tıpta Uzmanlık Sınavı test soruları için yeterli değil. Test sistemi apayrı bir çalışma gerektiriyor.
Benzer bir durum üniversite hazırlık sınavları için de geçerli. Harika liselerde okuyan ve müthiş öğretmenlerden ders dinleyip okul birincisi bile olan öğrenciler niçin üniversite sınavında istediği sonucu elde edemiyor? Çünkü yüzme de bir spor basketbol da. Birinde şampiyonluğu kazanınca diğerinde de otomatik geçerli olamıyor. Bambaşka dinamikler gerekiyor. Bununla beraber çok iyi liseleri kazanmış öğrenciler atletik ve formda oldukları için üniversite hazırlık sürecinde de çokça test çözüp yine şampiyonluğu kazanabiliyor. Test sistemine adapte olmaları yeterli.
100 puanlık uzman sorusu: Okuldaki profesörler mi ders veriyor TUS dershanesinde?
Cevap: Hayır. TUS’ta iyi skor yapanların bir kısmı hekimlik yerine TUS dershanesi öğretmeni olmayı tercih edip kariyerlerini bu yönde ilerletiyorlar çünkü çok az insan doktorluğu bırakıp TUS hocası olur. Bundan dolayı da az olan değerli olur misali TUS piyasasında aranan kişi oluyor.
Çok benzeri bir durum üniversite hazırlık öğretmenlerinde de görürsünüz. Kendisi derece yapmış parlak öğrencilerin bir kısmı mühendislik gibi işleri bırakıp üniversite hazırlık öğretmeni oluyorlar.
Aktarma becerisi burada başroldedir. Örneğin Cem Yılmaz da fıkra anlatıyor ben de anlatıyorum :)). Şimdi aynı sonuç mu :))
Ders anlatmak da fıkra anlatmak gibi kişiye özgü tarz ister. Bu meziyetler de var ise kişi işinden keyif alır. Keyif alınca da geliri artar. Geliri artınca daha da keyif alarak öğretmek bir hobi halini alır. Öğretmen de adeta bir sanatçı gibi eserlerini döktürür.
Sonuç olarak TUS ve Üniversite hazırlık sınavı birer eleme sınavlarıdır. Bir şekilde aynı bölümleri isteyen çokça aday arasından bazılarını seçmek zorundasınız. Herkes cildiyle istiyor ise veya herkes göz doktoru olmak istiyor ise ne yapacaksınız? Benzer şekilde üniversite sınavında en iyi öğrenciler Tıp, Mühendislik, Boğaziçi ve ODTÜ gibi sınırlı kontenjanlı yerler istiyorlar. Adeta amuda kalkıp ellerinin üzerinde yürüme yarışı bile yaptırsa sınav merkezleri şaşırmayın. Neticede elemek için her yol mubah anlayışı var. Dolayısıyla da eleyici test sınavlarının yıldan yıla soru kalitesi ve zorluğu alandan alana dalgalanma göstermektedir. Bir yıl matematik zor ise diğer yıl Türkçe çok zor oluyor. Her yıl yeni sürprizler olabilir. 25 yıldır sürpriz olmayan bir sınav görmedik. Müfredat sabit fakat soruların zorluk ve eleyiciliğini her yıl farklı branşlara kaydırıyorlar.